23 Aralık 2015 Çarşamba

Gürcistan Batum...

Ve Gürcistan-Batum…

İstanbul Sabiha Gökçen’den Trabzon’a 1,5 saatlik uçuş ardından Trabzon- Batum otobüsleriyle  (Ulusoy-20TL) 3 saat sonra Sarp sınır kapısındayız. Öncelikle pasaport varsa sınırdan pasaportla, yoksa nüfus cüzdanı ile yurtdışı çıkış harcı ödeyerek  (her hâlükârda 15tl) Batum a giriş yapıyoruz. Hemen sınırda bulunan taksi(20 LARİ) veya dolmuş (kişi başı1,5 LARİ) lerle merkeze geçiyoruz.


Sınırda(1 TL = 0,70 LARİ) bulunan Exchange’ler merkeze(1 TL = 0,82 LARİ) göre daha pahalı orada sadece taksi ve dolmuş parası kadar para çevirip merkezde geri kalanını çevirebilirsiniz.
Batum merkezde iniyoruz başlangıçta ne yöne gideceğimizi şaşırmış olsakta sınırda turist info ofisinden almış olduğumuz harita ile öncelikle otele gitme çabasına başladık lakin sokak isimlerinin başında bulunan S, Z gibi harflere dikkat tekrar tekrar aynı sokaklara gelme olasılığınız varJ Oteli bulmaya çalışırken aslında batumun 1/3 ünü görmüş olmamızda cabası… 
Batum Gezi Haritası
Batumi Trip Map
Batum Paraları
Batumi Coins


Hotel Mireosi


Neyse ki oteli bulduk..
Önceden ayarlamış olduğumuz Hotel Mireosi güzel ferah temiz sakin eğlencenin cafelerin merkezinde.  Odası ise koskocaman o yüzden ısınmada sıkıntı oldu. Eşyalarımızı yerleştirir yerleştirmez hemen fotoğraf makinemizi alıp kendimizi sokaklara attık.
Otelimizden 50 metre ileride kendimizi deniz kenarında buluyoruz. Sağımızda kalan Chacha Tower Türkiye’deki İZMİR saat kulesinin kopyası gibi duruyor ama akşam sürekli renk değiştirmesi çok güzel. Oradan Sola doğru giderken Dönme Dolap (Ferris Wheel) koskocaman renkli renkli ışıklarıyla eğlence diyarı , Alfabe Kulesi Gürcü alfabesinden oluşan şehri izleyebilmek amacıyla yapılmış restaurant  ve Aşk Heykeli (Ali ve Nino Heykeli) nin eşsiz rengârenkleriyle görüyoruz. Aşk Heykeli belirli sürelerle hareket ediyor fakat biz hep iç içe geçmiş haline denk geldik:)

Saat Kulesi
Chacha Tower
Saat Kulesi
Saat Kulesi



Biraz daha ilerleyerek Batum Sahiline vardık sakin güzel yeşilin ve mavinin arasındaki kumsalın kahverengi uyumu  sahilde bulunan aşk eserleriyle sanki bu şehir aşk şehriymiş havasıyla birleşip bize güzel bir ortam sunmaya doyamıyor.


Karnımız kurt gibi acıkınca hemen sahilden içeriye doğru girip var olan birçok yemek mekanlarından WI-FI olan bir yere girerek Gürcü Pidesi(hachapuri-4 LARİ) olan yöresel menüsünden yedik çok lezzetliydi:)
Hachapuri
Hachapuri
Karnımız güzelce doyduktan sonra akşam yürüyüşüne çıktık şehirde bir çok casino mevcut ama oturup kahve içebileceğimiz yerler sınırlı… Şehirde hem sağ hem sol tarafta direksiyonu olan ve ön tamponu kaldırıma vurmaktan dolayı olmayan araçlar çokça:)
Unutmadan söyleyeyim Batum'da insanlar tek yanaktan öpüşerek selamlaşıyorlar sakın iki yanak hatta üç denemeyin:) 

Ters Bina

Bu yorgunluğun üstüne otelimizin yakınında (Kutaisi Street)  bulunan kafede çok şükür kahve (1 Lari) içip yorgunluğumuz atma şerefine eriştik ve ardından otelimize girip ertesi güne dinç kalkma niyetiyle  mışıl mışıl(üşüyerek) uyudukJ




Shemoikhede Restaurant
Sabah kalkar kalkmaz otelimizin yanında bulunan Shemoikhede Restaurant'da  afili bir kahvaltı yaptık. Omlet yanında domates salata ve patates kızartması, koskocaman Hınkel(Gürcü Mantısı) , leziz nefes açan çorbası ve mis kokulu peynir eritmesiyle oluşan masamızda bulunan her şeyi tükettik. Çayını es geçmemek lazım poşette olan çayları beze koymuşlar değişik bir hava katmıştı ama tadı demleme çaya çok yakındı. 







Kahvaltımızın ardından Avrupa Meydanı na gittik güneşinde etkiyle ortam cıvıl cıvıldı. Aynı zamanda altın koyun postu ile Medea Heykelide burada olup birçok havuz fiskıyeleride mevcut:)
Avrupa Meydanının yakında bulunan Tiyatro meydanıda görülmeye değer  ve tabiî ki yakınındaki opera binasıda ama biz gittiğimizde restorasyon çalışması olduğundan ancak binaların dışına bakabildik.

Medea HeykeliAvrupa Meydanı

Buralarda bol bol foto çekilmenin ardından şehrin tamamını görebilmek için teleferiğe gittik  sahil yolundan sağa doğru yürüyünce önümüze çıkmakta. Teleferikle çıkarken şehrin tüm detaylarını görebiliyorsun zirveye çıktığında seni bir cafe karşılıyor ve orada oturabilir ve sınırsız internetten ücretsiz olarak faydalanabilirsin. Teleferikle çıkış dönüş:21 dk 5 Lari




Teleferikten indikten sonra ara sokaklara yürüyerek  Piazza meydanına gidiyoruz meydanda bulunan cafeler ve yapılan mimariyle görmemiz gereken yerdi.  Yolda giderken yeri sormaya kalkıştığımızda ingilizce konuştuğumuz bize Türkçe cevap veriyor Türkçe konuştuğumuz gürcüce ama bir şekilde anlaşılıyor:)

Piazza Meydanı


Buradan artık ayrılma vakti gelmişti ama meşhur olan gürcü şarabından almadan olmazdı teleferikten iner inmez yolun karşı solunda bulunan süpermarkette şaraplar mevcut olup deneyip alabiliyorsunuz:) Dönüş yerimiz olan sarp sınır kapısına bu yorgunlukla dolmuş yerine bu sefer taksiye binelim dedik taksiciler accaip ketum 20lari ye sınıra götürüyorlar ve hepsi aynı ama taksiler çok eski bazıları çok karanlık iyi olanı bulmanız mucize:) bindiğimiz taksicide çok çenebazdı ama güzel bir yolculuktu onun için dolmuşla 15 dk gittiğimiz yolu taksiyle 45 dk gitmiş olduğumuzda tuhaflıktı:P (20151117)
Batum



Batum turumuz böylelikle bitmiş oldu.
http://meltemakci.blogspot.com.tr/




26 Ekim 2015 Pazartesi

Türkiye'de Güneydoğu:)

Herşey teknik gezi adı altında güneydoğu turuna adımı yazdırmakla başlamıştı. Öncelikle Erzurumdan sabahın ilk saatlerinde otobüse bindik ve ilk durağımız Elazığ oldu. Elazığ denince aklımda hiçbirşey canlanmıyordu önceleri ama gittiğimde gördümki sessiz,sakin,güzel bir şehir.. Harput kalesi ve içinde eski yaşanmışlıklar en tepesinde eski yapım şekli ama yeni olan Harput konaklarını görmezden gelemedim tam bu şehir bu kadar dediğim noktada Hazar Gölü'nü gördük ve karlı dağların yamacındaki göl biraz bakımsız olsada günün başlangıcına değerdi.



Ardından tabiki Diyarbakır gerçekten adı gibi başka bir diyar sanki:) eski ve yeni Diyarbakır var ve biz eski Diyarbakır Mardin kapısından geçip surların üstünden yürüdük ve Mardin Kapısının önündeki çay bahçesinde çayımızı içip küçük bir nefes alma molası verdik. Tabi burAdayken 10 Gözlü Köprü  nün muhteşemliğini  uzaktan gördük. Surların alt taraflarında oturma alanları mevcut burası o günün sıcağında serinlemek için bir köşe. Her ilin ayrı bi dokusu olduğundan ve illerin dokusuda bana göre çarşılarından belli olduğundan çarşısını görmeden gitmek bana uymazdı:) tabi ki çarşıya doğru giderken Şeyh Mutahhar Cami ve  4 ayaklı minaresinin yanından geçmek gerekirdi.

Diyarbakır Çarşısı

Mardin Kapısı Manzara

Diyarbakır'dan hemen sonra Batman ve tabikide başlı başına Hasankeyf yetiyor o şehre. Dicle nehriyle ayrılıp kayalarla oyulmuş evler tamamen bir şaheser konumunda gez gez bitiremiyoruz her karesi ayrı bi güzel ayrı bir anı. Her kayadan yapılmış evinse ayrı bir hikayesi her sokağın ayrı bir dünyası var. Tüm yaşanmışlıkları yaşatmaya devam etmeye çalışıyorlar her ne kadar zaman onlara ters yönde etki etsede:(




 Batman Hasankeyf

Batman HasankeyfBatman Hasankeyf


Batman Hasankeyf



Veee Mardin günlerdir merakla beklediğim şehir gerçekten mükemmel ötesi hani derler ya bu şehir Avrupa da olsa turizm cenneti olur o denli güzel heleki insanları daha mükemmel sokakları tertemiz evleri tamamen taş damlarında muhakkak yatak var. Bir evde 15 kişiye yakın insan yaşıyor ama hepsi bir o kadar misafir sever. Evlerinin altında genelde şarap yapıyorlar hiç bir yerde bu kadar lezzetli şarap içemezsiniz gittiğinizde herhangi bir eve girin muhakkak söylerler söylemezlerse de isteyin o tadı tatmalısınız. Bir kaç zengin aile var zaten onların dünyası tamamen farklı koskocaman konakları var orada bir hayat yaşıyorlar misafir olarak onlarda içeri alıp yemek ikramında bulunabiliyorlar sürekli yemekleri hazır. İnsanlarıyla, şehrin hem sıcaklığı hemde sıcak kanlılığıyla mükemmel bir şehir.

Mardin
Mardin

Tabi Mardin'e gidince Şanlıurfa ya gitmeden Balıklıgölü gezmeden merkezdeki kırahathanelerinde oturmadan Mancınık Tepesinde tüm Urfayı izlemeden ve gittikten sonra oradaki sıra gecesine katılmadan güzel kebaplarını yemeden acılı çiğ köftesinin tadına bakmadan tüm bunların üstüne Mırra içmeden (sakın olaki bitirmeyin ve elinizden masaya bırakmayın) olmazdı:)

  Şanlıurfa Mancınık Tepesi

Şanlıurfa Balıklı Göl Şanlıurfa Balıklı Göl
 Şanlıurfa Mancınık Tepesi

 



     
Günaydoğuda bulunan  güzel şehirlerimizin turu gün geçtiktikçe anlamlaşıp hayatımın olmazsa olmazın da yer alıyordu. Şimdi sıra Gaziantep… Gaziantep artık büyük bir şehir olmuş pek mimari dokuşu kalmamış tek güzel yanı cıvıl cıvıl gümüşlerle dolu çarşısı koskocaman hayvanat bahçesi ve tek dilimi koskocaman olan mükemmel baklavalarını hiçe sayamazdık. Sakın olaki fazla yemeyin çünkü o kadar hafif ki baklavası ne kadar yediğinizi anlamıyorsunuz ama sonradan dokunabiliyor:P kurutulmuş dolmalarınında tadına tabikide bakmak lazım çünkü başka yerde bukadar mükemmel tatları zirvede yaşayabilmeniz pek mümkün değil.


Gaziantep Kuru Dolma Gaziantep Hayvanat Bahçesi

Gaziantep Çarşısı 









Eğer ki güneydoğuya gidiyorsanız öncelikle zayıflayın öyle gidin derim çünkü her şehrin yemeği ayrı bir güzel şimdi sırada Hatay var ve tabiki de Künefe burada künefe yiyince diyorsunuz ki biz öylesine bir tatlı yemişiz Gerçekten öyle. Ve oradan Hatay da bulunan en büyük şelale Harbiye Şelalesine gidip bir öğle yemeğinde balık yiyip hemen ardından diğer şehrimize geçebiliriz. 



  

Karnımız tok sırtımız pek olsada her gittiğimizde yine ısrarla tıka basa yiyebiliyorken Adana ve Mersin e gidelim dedik. Adana'da bulunan 6 minareli camiyi gezip fotoğraflarımız çekildikten sonra Adana meydanında bulunan kebapçıda yine yemeklerimiz yiyip Artık deniz görme vaktimiz geldi diyerek Mersin' yolculuğa çıkıp ordada tantunilerimizi yemenin yanında çarşısında ve kumsalında gezmenin tadına vardık.

 Adana Kebap
Adana


Mersin Sahil                      

Ve artık yemek yememeliyiz diyerek Nevşehir e düştü yolumuz yolda giderken çömlekçi lere muhakkak uğramak gerekiyor hem çok güzel çömlekler var hemde kendi çömleğiniz kendiniz yapabilirsiniz:) Geçiyoruz Kapadokya ya Erciyes,Hasandağı ve Güllüdağın püskürttüğü lav veküllerden zamanla yağmur ve rüzgar tarafından yumuşak tabakaların aşınmasıyla oluşturulan ayrı bir dünya. Turizm yeri haline gelmesinin en büyük nedeni ise balon ların olması olmuş böylelikle ilgi dahda artmış tabi balonlara binmek çok pahalııı:)
Nevşehir   




 

Kapadokya 

    

Ve artık maceramazın son günü Kayseri ve tabikide Mantı sakın yanılmayın başkasının tabağına bakarak fasülye yemeği getirdiklerini sandığımız şey salçalı su içerisinde minnak minnak mantı:)


Kayseri Mantısı
Yorgun argın geçen 8 günün sabahın 6 sından akşamın 00:00 na kadar bu köşe benim şu köşe dediğimiz yıllar boyunca keyifli anlatabileceğimiz herkesin hayatında bir kere bu şekilde gezmesinin gerektiği mükemmel ötesi gezimiz son bulmuştur.

Teşekkürlerr:):)


http://meltemakci.blogspot.com.tr/