17 Nisan 2018 Salı

İşte İlk Doğumgünü

İlk Doğum günü...

Kutlamalımıyız kutlamamalımıyız derken tabiki de olmalı o benim hayatımın yeniden doğuşu:)

Koskoca kelimelere sığdıramayacak kadar uzun anlatıp bitiremeyeceğim kadar çok süren bir yıl iken dönüp baktığımda çok kısa olduğunu bana vurgulayan bir can bir NEFES. 
Nasıl geçti bu ilk yılımız nasıl minicik vücudunda bütün hayatımı sardın nasıl bir güzellik nasıl bir sevgidir ki bu tarifi mümkün değildir. Sen olmadan önce sevgi bildiğimiz şey ise şuan sana yaşadığım ne tutku mu yada adı herşeyse iyi geldin hayatıma, hayatımın merkezine...
Canım oğlum NEFES SARP'ım...

Başlayalım yaptığım hazırlıklardan ilk önce kafamda organizasyonu kurdum dışarıda mı olsun evde mi evde olmasın uğraşamam temizlikti vs di zaten çok vaktim yok derken bir cafe ayarladık çokta içime sindi sonra gittik konuştuk anlaştık. Sonra kafamda kurmuş olduğum çocuk temalarından uzak biraz otantik olsun istedim çok renkler içinde kaybolmayalım derken işte burada bu olsun böyle arka fon olsun dedim ve başladım çalışmalara her birşeyini kendim düşündüm tabi yapım konusunda arkadaşlardan destek aldım palet olsun, yazı olsun, kasa olsun emeği geçen bulan çok arkadaşım olmasına rağmen birde bunları yapacağım sürede çeneme katlananlar da oldu:) 

Sonunda çok güzel bir doğum günü oldu herkes mutlu, çocuğum mutlu, biz mutlu:) 17.04.2018

Taş devri Bambam

Doğumgünü Konsept

Aile Foto

Binbir Surat

Tohum kalem, Patlamış Mısır, Bambam Kurabiye ve Sukulent

Masa Düzeni

30 Aralık 2017 Cumartesi

Sünnet Macerası:)

Yessss!

Doğduğu gün sünnet ettireceğim dediğim halde bugüne kadar gelebildik çünkü ben ne kadar sünnet ettirelim dediysem gittiğim tüm doktorlar ettirtmedi. Neyse ki tüm çaba ve ısrarlarım 8,5 aylıkken noktalandı. Nasıl olacak acıyacak mı çok ağlayacak mı derken de ameliyathane kapsında bulduk kendimizi ve bizi içeriye almamalarıyla dank eden tokmak sinirlerimi bozsa da farktettirmedim. 30.12.2017 09:30 saatinde içeri alınan evladım yaklaşık 45 dk boyunca içerideydi ve bizsizdi nasıldı nasıl oldu ne yaptı diye 45 dk yı 45 saat olarak düşüncelerle sessiz sakin geçti ve çocuğum yarı baygın bir şekilde geldi kafası kalkmıyor kalktığı an düşüyor :( üzücü ama operasyonun sağlıklı geçmiş olması sevinirici:)
Ardından yarım saat hastanede bekledikten sonra taburcu olup eve geçtik ve doktorum hiç bir ilaç vermedi. Ateşi çıkarsa ateş düşürücü vermemiz yeterliymiş. Bezli bebek olduğundan çişi orayı iyileştircekmiş.
Kısa bir süreç ne kadar erken yaşta yaptırırsanız o kadar iyi:)


Eve geldik dayısı tarafından alınan hediyelerle oynarken birşey olacak acıyacak diye tüm gözler üzerindeyken Sarp'cığım normal hayatına kavuşmuştu. Ta ki ertesi gün morarmaya başlayana dek bizim şoklar için kaldığımız ana kadar buda normalmiş önce şişecek sonra moraracak sonra iyileşecek. Unutmayalım:)

20 Eylül 2017 Çarşamba

İleri derece Kolik:(


Kolikle nasıl baş ettim yada edemedimLJ??
Hastaneden eve geldiğimiz gece Nefes Sarp cığım ne uyumak bildi nede susmak ağlıyor ağlıyor ağlıyordu hiç kimse susturamıyordu. 1 günlük bebe açtır diye dayadık mama ama hala ağlaması devam ediyordu. Sen bir günlüksün o küçücük bünyen saatlerce ağlamanın sonunda yorgun düşüp uyuyakaldı. Biz ne olduğunu anlayamıyoruz ertesi gün oluyor yine yine aynısı derken kolik olduğu ortaya çıktı. Yoğun araştırmalar doktorla konuşmalar falan derken kim nederse cinsinden baya bi  tüm yöntemleri denedim.
Öncelikli ben yediklerime dikkat ettim bakliyat, baharat, ekşi, soğuk yok bol bol çorba ama ya tavuk ya tarhana yada buğday başka yok. Komposto (üzüm, kayısı,dut,tarçın,zencefil daha adını bilmediğim bir sürü ot) tabi şekersiz. Sabahları çörekotu bir çay kaşığı ardından arpacık soğanın zeytinyağda kimyonlayıp fırında biraz pişirio yedim. Sonra kahvaltı komposto ıvır zıvır derken bunları düzene soktum tabi bebekte ağlamalar devam hatta morarmaya kadar gitti bunların yanında SAP SIMPLEX verdi doktor günde 3 kez 15 damla şeklinde kullandım bir ara yine ağlamaları kesilmeyince NURSE HARVEYS denedim daha da kudurttu hemen bıraktım bunların yanında 3 günde bir çay kaşığı zeytinyağı verdim gerçekten ağlama süreleri kısaldı.
Ayrıca sabah kantaron yağı, öğlen acı elma yapı akşam da zeytinyağı ile karnı ve ayaklarına bol bol masaj yaptım yaz bebesi olduğundan her gün banyo yaptırdım böyle böyle ağlama krizlerimizin sürelerini azalttık çünkü aralıksız 9 saat ağladığımız günler vardı .Başlangıçta 40 ına kadar sonra 3 ay olunca geçer dedikleri ağlama krizlerimiz sadece 4 saate indirmiştik aralıksız 4 saat ağlayıp sonunda bitkin düşüp  uyuyan Nefes Sarp ımız J
Kehribar kolye al dediler tabiî ki de aldım işe yaradı mı derseniz hayır.
Muskat kattım yemeklerime hatta süte de biraz katıp verdim bunlar gerçekten azalttı. Biz öyle böyle derken giderek azalan ağlamalarımız 6. Ayımıza girdiğimiz anda bitti.
Benim bileklerde kollarda bitti orası ayrı her ağladığında hoplat zıplat derken olan biraz bizlere oluyor ana kucağı falan vız tırs.
Bu süreçte gerçekten Allah sabretmeyi öğretiyor tek çaremiz oydu bu yapılanların hepsi direk etki etti diyemem azalttı mı evet azalttı ama bu bir süreç herkesin dediği gibi illa geçiyor önemli olan                              bebeğin etrafındakilerin sabretmesi ve stres yapmaması bebek anneden acayip şekilde etkileniyor üzüldüğünde sevindiğinde strese girdiğinde tek sığındığı tanıdığı annesi. Sabredin anneler illa gerçekten geçiyor en nefret ettiğiniz kelime biliyorum SABRETMEK sonu gerçekten mükemmelJ

17 Nisan 2017 Pazartesi

Bu Benim Mucize'm:)

Eveeettt 40 hafta yani tam olarak 40 hafta 3 gün çok güzel geçti. Hiç hamileliğimin ağırlığı yoktu işimde koştur koştur çalışmaktan zevk aldım gezmekten zevk aldım bu sürece Mısır tatilini sığdırdım. Sürekli gezdim dolaştım doya doya yemek yedim hııı aşerme denilen şey oldu gibi Ayçekirdeği(ayçiçeği) kokusu geldi bir akşam burnuma ki bugüne kadar ne gördüm ne kokusunu bildim ama saygıdeğer kocam uykun geldi deyip beni yatağa gönderdi Sonuç: Uyuduk:))
19 kilo ile hamileliğimi sağlıklı şekilde tamamladım derken son ayda bacağımda(belimde) siyatik belirdi buna rağmen umursamadım. Çevremdeki herkes sanki etrafımda dönüyordu mükemmel birşeydi hamilelik ama accayip çirkinleşmiştim o yüzden hiç fotoğraf çektirmedim ne kadar hayatla- kendimle barışık olsam da aynalarla veya ayna gibi kendimi yansıtıcı şeyler le malesefki barışık olamadım:)
Saçlarımı başlarda boyatmamıştım 5 ay dayanabildim. 5. ayımda saçlarımı boyattım organik boya falan dediler ama çok mantıksız onun da içinde kimyasal var yapabiliyorsanız siz kına yakın en güzeli tabi ben yakamadım.

40 haftaya 3hafta kala izne çıktım evde resmen pinekledim yattım kalktım yattım yattım:) Doktor um yürüyüş yap dedikçe ben yattım çünkü kendimi yormak istemiyordum yatmak daha zevkli geliyordu:)

17.04.17  09:47 NEFES SARP


Veeee 17.04.2017 de kontrol diye gittiğim hastaneye daha girer girmez yatış vermeleriyle herkesin doğuracağımı bilmesi benim bilmemem ile ben şoklardayım. Çalışanlara diyorum ki ben kontrole geldim doktor Hn kontrol edecekti doğum olmayacaktı görüşecektik vs dedim ama ne kafi kendimi ameliyat önlüğü giyerken buldum. Neyse ailelere hemen haber verdik iyi ki o pineklediğim sürede herşeyi hazırlamıştım arabada taşıyorduk bide:) bir yandan etrafımdakiler onları odaya çıkarıyor bir taraftan sorular soruluyor bir taraftan imzalar atılıyor derken kısacası ben hala ne oluyor havalarındayken caanım doktorum geldi kontrol etti günüm geçtiği için hiç açılma olmadığı için artık bebişimizi alalım dedi. Ve yine kendimi sedyede ameliyathanede buldum.

Ameliyathaneye girdim bir sürü insan var giren çıkanlar hariç Anestezi şefi nin epidurel mi genel mi sorusunun üstüne ağzımdan epidürel çıkıverdi sonucunu düşünmeden sanki aklım yerindeymiş gibi neyse bir yandan anlatıyorlar bir yandan da sırtıma iğne batırıyorlar bu aşamalar onların deyimiyle süper geçti sonra doktor hn geldi sürekli "karnımın kesileceği zaman söyleyin" diyorum ama buna rağmen söylememiş olmaları yine benim sormama cevap olarak bebişimiz doğdu demeleri ve canparemin çığlığını duymamla içimdeki değişimleri malesef ki kelimelere dökemiyorum.
Sonra bebeğimi çıkardılar yukarı tabi benden önce kimseye vermeyeceklerini söyleyerek 1 saat sonrada beni odaya aldılar ve gider gitmez bebeğimi NEFESSARP ımı yanıma getirdiler:) O zaman şoktaymışım galiba tam hatırlayamıyorum içimde kocaman bir adam varmış yumuk yumuk gözleriyle göğsümde bana bakmaya çalışıyordu:)
Mucize dedikleri işte bu:)

15 Aralık 2016 Perşembe

Cinsiyet sorunsalı son buluyor??

Veee Cinsiyet Sorunsalı....

Neymiş bu cinsiyet sorunsalı erkek mi olacak kız mı olacak ? Mavi mi alacağız pembe mi?



Neyse ki artık her şeyi öğrenme vakti geldi. 16. Haftanın başındayız artık. Erkek mi kız mı sorularının cevabını bugün itibariyle aldık eveeettt oğlumuz oluyor:) Biraz inatçı, uykucu(gündüzleri) oğlum ama olsun annesini hiç üzmeyecek:) Neden çünkü annesi ondan beklentiye girmeyecek...(Buda buraya not olsun)


Şimdi nasıl birşey olacak kime benzeyecek ağzı, burnu, kulakları, parmakları derken silüeti nasıl olacak hep bir merak içerisinde geçmekte günlerim.

Bu zamanlarda biraz depresif ,beklentisi dahada yüksek bir Meltem olsam da anın keyfini çıkarıp mutlu olmanın peşindeyim. İçimde büyüyen bir oğlum var artık:)


Aynı zamanda 4 lü tarama testimizin zamanı da gelmiş bulunmakta 2 li yi yaptırmadığım için 4 lüyü doktorun tavsiyesi ve ısrarı üstüne yaptırdım. Çünkü karşımıza çıkacak bazı olumsuzluklar burada tespit edilip anne karnındayken önlem alınabiliyormuş hatta anne karnında ameliyat bile söz konusuymuş bunu öğrendiğimde şok olsam da internette biraz araştırdığımda fazlaca varmış. Ben hamilelik dönemimde çok fazla internetten bilgi edinmemeye özen gösterdim çünkü çok fazla bilgi var ve en ufak ve önemsiz birşey doktorunun dediğiyle çelişince sende evhama düşüyorsun yani ben öyle olabiliyorum :) Bu testi çok önemsememde doktorum çok önemsemişti o yüzden arayıp sonucun sıkıntısız olduğunu söyledi her ne kadar ben üstünde durmasamda:) 29.10.2016

Tok karnına tartıldım:62kg


4lü trimester tarama testi:  220tl


Bugün ayrıntılı ultrason vakti geldi çattı. 20. Haftamızdayız. Kocaman olduk. Tabi hissetmeye de basladık çok tuhaf içinde sanki bir dalgalanma oluyor. Enteresan duygular çünkü heves yapamıyorum. Bir şeye odaklanırken başka şeyler geliyor aklıma.. Tabi bu zamanlarda accaip gaz sıkıntılarım var ne içsem işe yaramıyor sanki. Kayısı hoşafı olsun bolbol su olsun hepsini deniyorum. He bide accaip iştahım açıldı. Herşeyden çok çok ama doyamayarak yiyorum hep açım sankiJ tavsiyem çok yemeyin kilo zararJ 28.11.2016
Tok karnına tartıldım:64kg
Ayrıntılı ultrasyon: 350tl



22. haftamdayım. Ve tetenoz aşısı olmam gerekiyormuş bu haftalarda aile hekimciğim arayıp söyledi. Neyse gittim oldum sebebini sordum sebebi ise normal doğumda kordonu keserken makas kullanıyorlarmış ya o yüzden sezaryanda zaten metal kullandıkları içinmiş sağlık bakanlığı tarafından bildiriliyormuş. 2 kere yapılıyormuş. Ama 5 yıl geçerliliği varmış ve 5 yıl içinde eğer olmuşsanız olmuyorsunuzJ Acısı yok sonradan bir iki gün kolunuz ağrıyor biraz ama abartılacak kadar değil.15.12.2016

Evet artık 25. Haftamdayım vücudum değişmeye kilo almaya göbeğim çıkmaya başladı. Saçlarım çok güzelJ buaralar ağır yemek yiyince midem bulanıyor. Bebek büyüdükçe mideme baskı yapıyor büyük olasılık bünyem kaldırmıyor onun için çorba ve hafif gıdalarla besleniyorum…Bu hafta şeker yüklemesi yapılıyormuş aç karnına kan alıyorlar 500ml limonlu glikoz içiriyorlar 1 saat sonra tekrar kan alıyorlar aradaki farkları inceleyip hamilelik şekeri var mı yok mu ona bakıyorla. He çok zararlımı dersiniz ben yemek yemeyi seven birisi olduğum için bir oturusta 3-4 dilim baklava yiyebildiğimden sıkıntı olmayacağını düşündüm ve yaptırdım…31.12.2016

Tok karnına tartıldım:67kg

26 Kasım 2016 Cumartesi

Egypt / Mısır / Sharm El seyh

SHARM EL SEYH

1,5 günlük Kahire turumuz sonlanıyor. Yine bir Go-Bus otobüsündeyiz ve sonraki durağımız Sharm El Şeyh.
Yolculuk normalde 5 saatlik bir yol. Ancak o kadar çok kontrol varki her kontrolde kaybettiğiniz zamanla yol tam 8 saatte tamamlanıyor.  Rahat bir yolculuk ama kontroller belli bir yerden sonra insanı sıkıyor. Bunun dışında herhangi bir sorun yaşamadan Sharm EL Şeyh’e varıyoruz. Rayssatt Terminali son durak. Burada da taksiciler iner inmez yanınıza yaklaşıyor ve pazarlık başlıyor. 150 EGP diyen taksici 60 EGP’ye otelimize kadar götürüyor.




Sharm’da insan kalabalığı çok fazla olmadığından Falcon grubuna ait oteller bir otelde toplanmış ve beklediğimizden daha farklı ama daha güzel bir otelde konaklamamıza başlıyoruz.. Sabah Hurghada’ya nazaran daha Avrupai tarzda kahvaltının ardından plaja çıkıyoruz. Plajda oldukça tenha. Bu arada Şharm’ın en ünlü körfezlerinden ve Sharm’ın kalbi olarak adlandırılan Naama Bay’dayız. Bu tenhalığın tadına varıp güneşlenmeye başlıyoruz. Sessiz, sakin kumsalda hırçın ama bir o kadar keyifli dalgalara karşı anın tadını çıkarıyoruz. Bir sonraki gün ülkeme dönüşle birlikte sıcaklıkların dibe vuracağını düşündükçe daha çok keyif almak için her saniyenin tadını çıkarıyoruz. Öğlene doğru hava daha da ısındıkça insanlarda plajı doldurmaya başlıyor. Ağırlıklı olarak Rus turistler mevcut. Sanırım birkaç gündür buradalar ve artık plaj personeliyle son derece kaynaşmışlar. Zira Rus anneler denizde yüzerken onların sarışın çocuklarıyla Mısır’lı bir o kadar kavruk tenli genç yetkililer oyunlar oynuyor. Dayanışma mükemmel. İletişim mükemmel. Çocuklarda Mısır’lılara alışmışlar. Aslında yukarıda da bahsettiğim gibi , kendi doğal kokuları biraz ağırL ama kişilik özellikleri dürüst, yardımsever ve keyifli insanlar Mısırlılar. – buarada istisnalar tabiki hariç  -
Saat ilerledikçe dalgalar hırçınlaşıyor ve keyifte giderek artıyor. Soğuk ortasında kalan Avrupalılar güneşi görünce genç yaşlı demeden havanın ve suyun tadını çıkarıyorlar.




Saat 16 gibi artık güneşin batmasına yakın resim çekimine geçiyoruz. Çok güzel görüntüler yakalanıyor. Resim çekiminden sonra ise karnımız acıkıyor ve otele uğrayıp alışveriş ve restaurantların bulunduğu caddeye geri geliyoruz. Bu cadde bir çok tatil yöresinde olduğu gibi içerisinde yeme, içme, alışveriş ve diğer hertürlü şeyin sunulduğu bir cadde.
Adı El-Lewaa Farid Ezzat J . Al Sultan Qabos-Mashaba ile birlikte Naama Bay’ın hareketli caddelerinden. Burada Kfc – HardRockKafe – McDonalds – Carrefour – Pizza Hut – Starbucks gibi yiyecek içecek ve alışveriş mekanları bulmanız mümkün.
Tercihimiz Mc Donald’s oluyorJ . Sonrasında ise bu iki caddede turluyoruz ve artık ülkemize dönerken hediyelik ne götürebiliriz diye alışveriş mekanlarının bulunduğu ara sokağı geziyoruz. Burada artık 1 haftalık Mısır güneşinin bizi yakması ve halihazırda zaten esmer oluşumuz yüzünden Mısırlı zannedilsekte, sonrasında Türk oldğumuzu söyleyincede aynı ilgi ve alakayı görüyoruz. Çaylar ısmarlanıyor, kendilerince espri yaparak gülücükler atılarak alışveriş yapılıyor, sonrasında da sıkı ama keyifli bir pazarlıkla alınacaklar alınıyor. Hatta alışveriş sonrası ufak bir hediye bile verdiler.
Sonrasında Carrefour’a girip Mısır’da meşhur olan Guava ‘dan alıyoruz. Kavun büyüklüğünde ve ağırlığında olan meyveden 3 adet alıyoruz.
Artık yavaş yavaş  Türkiye’ye dönüş saatimiz yaklaşıyorJ Deniz o kadar güzel ve keyifliydi ki kışın tatil yapmak insane gerçekten çok iyi geliyor. Otele geri dönüş yaparken son olarak yolumuzun üzerindeki Genena AVM ye uğruyoruz. Hoş ve büyük bir avm ama oldukça boş.
Otele varıp gece 12 gibi çıkış işlemi için resepsiyona geldiğimizde görevli önce otelden memnun kalmayıp başka otele gittiğimizi sanıyor ama acı gerçek,  bu sıcağı ve denizi bırakıp biraz soğuk günler geçirenJ ülkemize dönecek olmamız oluyor. Peki o zaman yine bekleriz denilerek otelden ayrılıyoruz. Son taksi pazarlığımızı da yapıp havaalanına doğru yola koyuluyoruz. Yine 100 EGP’den açılıyor kapı ve 55 EGP ‘de anlaşıyoruz. Havaalanı güzel ve yeni. İçeri girişte oldukça sıkı control var. Herkes rahatsız oluyor ama mecburen kontrole maruz kalıp giriş yapıyoruz. Mısır’a girişte doldurduğumuz formdan yeniden dolduruyor ve bilet alımına geçiyoruz ancak oda ne : Guavalar taşıma limitini aşmışJ Biraz sohbetle ayar çekilip bagajmızı teslim ediyoruz. Ve kapıya doğru ilerliyoruz.  Ruslarla beraber ülkemize dönüyoruz. Sanırım bu seferde Ruslar için Türkiye aktarması oldukça avantajlı. 30 derece sıcaklıkta bırakırken Mısır’ı, sabaha karşı İstanbul’a indiğimizde termometreler 1 derece yi gösteriyor. Birbirimize bakarak gülümsüyoruz. Mutlu bir yolculuk daha başarıyla ve keyifle aynı zamanda güzel anılarla tamamlanmış oluyor..


Mısır ile ilgili bilgileri özetlemem gerekirse ;

·         Biz 7 gün kaldık ama bu süre oldukça az. Hatta hiç birşey. Deniz turizmi yanında Mısır tarihinide görmek istiyorum derseniz; Tarih ; Luxor, Aswan 2 gün, Kahire/Giza en az 3 gün, Deniz ; Hurghada en az 3-4 gün , Şharm en az 3-4 gün geçirmenizi tavsiye ederim.

·         Ülkede herhangi bir tehdit unsuru yok. İnsanlar size oldukça saygılı, ısrarcı değiller. Thank you dediğinizde Your Welcome diyerek uzaklaşıyorlar.  Yaka paça üzerinize saldıran dilenciler yok.

·         Pazarlık önemli. Bahşiş isterler duymamazlığa geldiğinizde sorun olmuyor.

·         Asla araba kiralamayın. Şehir içleri Kahire’de tıklım tıklım ve çok farklı tarzda araba kullanıyorlar. Taksiye binin hem ucuz hem güvenli.

·         Şehirlerarası yolculukta sıkıntı yok. Polisler control ettiğinde pasaportunuza bakıp yollarına devam ediyorlar.

·         Guava alın mutlaka. Limonları oldukça küçük, limonlarından bolca alınJ

·         Otel,taksi ve otobüs fiyatları çok ucuz, market alışverişleri çok ucuz, McDonalds Kfc menu fiyatları 5-6 TL civarında. Hediyelik eşyalar normale yakın fiyatta.

·         Cesur olun, kendinize güvenin, rahatınıza bakın.

·         Plajda yanınıza tur satmak için masumca gelirler, kibarca reddebilir yada turları inceleyip Kabul edebilirsiniz. Güvenilirdir.

·         Turist haritası bulmak zor gibi ama en azından daha rahat ulaşım sağlamak adına internet olan bir hat alabilirsiniz.

·         Alışverişlerde $ kullanabilirsiniz. Ama kur farkıdan zarara girebilirsiniz. En doğrusu 5-10-20 banknotlar halinde Mısır poundu taşımak.

·         Yemekleri farklı. Bilindik yerler dışında pek yemek tercih etmeyin.

·         Taksicilerle pazarlık bir yerden sonra sıkıyor ama yapacak bişey yok, mecbur pazarlık yapmalısınız, aksi halde 2-3 katı fiyat çekiyorlar.



Ve Mısır’ı mutlaka ziyaret edin

24 Kasım 2016 Perşembe

Egypt / Mısır / Kahire

KAHİRE

Gönül Hurghada’da daha fazla vakit geçirmek istesede plana sadık kalabilmek adına sonraki durağımız Kahire’ye doğru yola çıkıyoruz. Mısırda asla araba kiralamayın. Zira trafik anlayışları çok farklı. Susmak bilmeyen kornaları, şeritsiz yolları, gece yanmayan farlar ve dikkatsiz araba kullanışları var. Kaza vs. gibi bir aksilik olursa çözüm bulmak oldukça zor olabilir. Biz Kahire’ye geçişi Go-Bus ( https://go-bus.com/ ) firması ile yapıyoruz. Yolculuğun yaklaşık 6 saat süreceğini söylüyorlar. Ücret ise kişi başı 105 EGP. 
Ancak bu ücret sefer saatine göre ve seferdeki otobüsü kalitesine göre değişiyor. Otobüslerinden çok birşey beklememek lazım. Ülkemizde de var olan tek 2+1 koltuklu otobüslerde var ancak genel olarak bize göre biraz daha eski otobüslere sahipler. Ve gece yolculuğu bile olsa maalesef durmadan müzik çalıyorlar. Bu konuda şoförü de en az 3 defa uyarmamıza rağmen Okey cevabı alıp müziği kapattıramadık. Açıkçası Mısır yerel müziği ve saatin sabaha karşı olması ile birleşince bizi baya rahatsız etti. Uçakta Mısır’lıya rastlamamıştık ancak otobüs full Mısır’lıydı. Gece yolculuğu olması, aracın komple Mısırlı olması ilk başta biraz çekinceye sebep olsada, kimsenin kimseye en ufak bir rahatsızlığı yoktu. Daha öncede söylediğim gibi kimse kimseye en ufak bir bakış bile atmıyor. Herkes kendi halinde ve etrafına saygılı. Bu arada bu kadar çok Mısır’lı ile bir arada olunca kendi doğal kokularından biraz rahatsız olabiliyorsunuz. J L

Müzik gürültüsü!  dışında rahat bir yolculuğun ardından Kahire’ye ayak bastık. Saat sabahın 3üydü ve Kahire hala ayaktaydı. Neredeyse herkes sokakta. Üstelik kızlı erkekli ve herkes rahat. 
Bu arada Kahire nüfusu yaklaşık 20 Milyon ve aynı zamanda dünyanın aynı anda en yaşayan ve en ölü şehri olarak adlandırılmakta.  Otobüs kendi özel terminalinin önüne yanaşınca taksiciler hemen etrafınızı sarıyor ve anlaşıp otele yolculuğumuz başlıyor. Otelimiz Giza yolunda. Yani indiğimiz yere biraz uzak. Taksiciyle sohbet ede ede gideceğimiz yere varıyoruz. Türkleri genel olarak seviyorlar. Ve tahmin ettiğiniz üzere Yavaş yavaş Hasan Şaş Arkadaş lafı hemen dillerinden dökülüyor. Gece 3’te halk sokakta, polislerde sokakta. Durdurup rutin kontrol yapıyorlar ancak bu kontrol yüzeysel son derece kısa sürüyor..  Otelimize girip uykuya geçiyoruz.
Ertesi sabah inanılmaz bir kalabalığa sahip Kahire’ye uyanıyoruz. Otel odamız caddeye baktığı için kalabalık yanında trafik ve inanılmaz derecede yüksek korna seside cabası. Bir sürü taksi ve minibus var şehirde ve her taksi her minibus her an kornaya basarak ilerliyor. Sanki mors alfabesini kornaya uyarlamış gibiler. Başınız şişsede kısa sürede alışıyorsunuz. İstikamet Tahrir. Taksiciyle pazarlık ardından Tahrir Meydanına varıyoruz.
Hurghada’da taksiler koyu lacivert renkli iken Kahire ve Şharm’da beyaz renkte. Hepsinde taksimetreye benzer bir cihaz var ama kimse açmaya tenezzül etmiyor. Haliyle pazarlık yapmadan taksiye binmemek gerekiyor. Hatta pazarlık yapıp fiyatta anlaşıyorsunuz ancak tam inerken sizden biraz daha para istiyorlar. Sebebi trafikte kaybettikleri zaman. Ama asla polemiğe girmeyin ekstra parada vermeyin. Başta ne anlaştıysanız o..  Bu yüzden polemiğe maruz kalmamak için arabadan inin – anlaştığınız parayı öyle verin.. Sonrada dönün arkanızı yürüyün. Biliyorlar ekstra isteme hakkı yok o yüzden sizin peşinizden gelmeyip yoluna devam ediyorlar. Bu arada bazıları da yolu yarıladığınızda bahşiş diye tutturuyor cevap bile vermeyin, yine bahşişte vermeyip inin hayatınıza devam edin. Taksicinin bahşişimi olurmuşJ ve yanınızda da vereceğiniz kadar para olsun hep - çünkü para üstü verme gibi bir alışkanlıkları asla yok.

Tahrir merkezdeyiz. Eski binalar, inanılmaz bir trafik ve koşuşturan Mısır’lılar. Tahrir meydanında dolaşıyoruz. Ara sokaklara dalıyoruz ve ne var ne yok kısa sürede anlamaya çalışıyoruz. Açıkçası binaların biraz eski ve çöl kumu gibi sarımsı bir renkte olması dışında çokta yadırganacakları bir şey yok. Normal bir şehir izlenimi veriyor. Bir yuvarlak çizip başladığımız nokta olan Mısır müzesinin önüne geri gelip Mısır Müzesi’ne giriyoruz.



Burası çok çok büyük değil ama içeride yaklaşık 160.000 adet tarihi eser var. Dolayısıyla gezmek uzun sürüyor. Piramitlerin içerisindeki tüm eşyalarda bu müzede sergileniyor. Enteresan şeylere denk gelebiliyorsunuz. Gezilmesi gerekiyor. Giriş ücreti kişi başı 75 EGP. Rehberler var isterseniz rehber kiralayabiliyorsunuz. İçeride fotoğraf makineleri yasak ancak cep telefonuyla çekim yapabiliyorsunuz. Bu arada çekim yasak derken makinayı içeri sokmak bilete tabi. Fiyatı 50 EGP. Bilet alırsanız çekim yapabiliyorsunuz.



Kahire müzesi turundan sonra hedefte Kahire Kulesi var.  Bu arada tabi Nil Nehrini enine geçiyorsunuz. Oldukça geniş ve köprü üzerinde 4 er şerit olmasına rağmen yine trafik hat safhada. Kahire Kulesi için karşı tarafa geçtiğimizde doğru yolu bulabilmek için birilerine soruyoruz ama maalesef herkes yanlış bir yön tarif ediyor. Sonunda ulaşıyoruz. Giriş 100 EGP. Bu arada Mısır’da turistlere ayrı, Mısırlılara ayrı fiyatlar uygulanmakta. Örneğin bize 100 ama Mısırlılara 20. Bileti alıp asansörle yukarı çıkıyoruz. Tıpkı Galata Kulesi gibi / eşsiz bir Nil Nehri ve Kahire şehir manzarası var. Ancak şehir kasvetli bir renkte olduğundan ve havada kararmaya başladığından çokta güzel resimler çıkmıyor. Yinede gördükleriniz size mutlu ediyor. Karnınız acıktıysa yada bişeyler içmek isterseniz Kulede restaurant mevcut. Manzaraya karşı bu anın tadını çıkarabilirsiniz.
Kahire oldukça büyük ve mesafeler kısa olsada trafikten ve yürüyerek ulaşımdan dolayı çok fazla zaman kaybettiğiniz bir şehir. Havada sıcak olsada kış dönemi olduğundan saat 4 gibi kararmaya başlıyor. Ve bizim Mısır gezimiz ağırlıklı olarak deniz turizmi içerdiğinden ve bu kente sadece 1,5 gün ayırdığımzıdan planlarımızda var olan Khan El Halili – Al Azhar Park – City Star AVM vs gibi yerleri göremiyoruz.
Kuleden inip otele doğru yol aldığımızda saat 7 yi bulmuş oluyor. Otelde yemek yerine otel etrafında ne var diye bakmak arzusuyla dışarı çıkıyoruz ve hemen yakında sokağa kurulmuş bir giyim pazarı görüyoruz. Pazarda herşey var ama 0-mı yoksa ikinci elmi pek ayırt etmek mümkün olmuyorJ Gezmekle yetiniyoruz. Cadde üzerinde aynı zamanda alışveriş marketleri ve restaurantlarda bulunuyor. Biraz alışveriş ve biraz pizza keyfiyle günü sonlandırıyoruz. Sabahki durağımız Giza Piramitleri..





Erkenden kalkıp Piramitlere doğru yol alıyoruz. Taksi otelin önünden alıyor ve piramitlerin giriş kapısında bırakıyor. Bir önceki taksinin 40 EGP dediği yere bir sonraki taksi 10 EGP ye götürüyor.:)

Giriş kapısında bir diğer taksici yolumuzu kesiyor ve içerisi buradan uzak toplamda 19 km yürüyemessiniz ben size arka kapıdan atla sokayım diyor. Adamın tipi ürkütücü olsada hareketleri sevimli diye razı oluyoruz. Kısa bir taksi yolculuğu ardından Mısır’ın arka sokaklarını keşfe çıkmış buluyoruz kendimizi. Buralar tam köy havasında ve heryerde at, eşek, keçi, develer. Size birşey yapsalar kimsenin haberi olmayacak tarzda bir yerleşim yeri. Bir ofise giriyoruz ve yine Mısır’lı bir adam tur hakkında detaylı bilgi veriyor, peki tamam diyoruz. Bu arada fiyat söylemeyip atlarımız geliyor ve at üstündeyken pazarlık başlıyor. Kişi başı 70$ dan açılan kapı, kişi başı 20$ ‘a kadar iniyor.  Ve Giza Piramitleri gezimiz başlıyor. Sevimli ve genç bir rehberimiz, atlarımız ve henüz anne karnında olan bebeğimiz ile at üzerinde ilerliyoruz. Piramitler uzaktan hoş gözükmekle beraber yaklaştıkça daha çok merak uyandırıyor. Bu arada sürekli molalar verip resim çekiniyoruz. Hoş enstanteneler çıkıyor ortaya. Ama bunda rehberinde bu işe yatkın olması önemli bir rol oynuyor. Piramitlere adım adım yaklaşıyoruz ve dokunuyoruz.

                     


Info :  Kefren Piramidi ya da Kafre Piramidi, Mısır'ın başkenti Kahire'de, Giza bölgesinde yer alan bir piramit. Piramidin boyu 143,5 metre, eğimi 53,2 derecedir. Firavun Kefren'in oğlu Mikerinosun yaptırdığı sanılmaktadır. En önemli özelliği piramidin en üst bölümündeki koruyucu kaplamalarının bozulmadan günümüze kadar gelmesidir. En üstündeki taş 36 tondur ve bu taşın oraya nasıl konduğu hala çözülememiştir.


Keops'a göre daha ufak olmasına rağmen yüksek bir zemine oturtulduğundan daha büyük durur.Yerin en altında kral odası vardır.En üstte ise kraliçe odası vardır.( https://tr.wikipedia.org/wiki/Kefren_Piramidi )






http://archive.archaeology.org/0705/etc/pyramid.html

 Kefren Piramidinden sonraki durağımız Sfenks oluyor.
Info : Dünyadaki en büyük tek-taş heykeli olup 73.5 metre uzunluğunda, 6 metre genişliğinde ve 20 metre yüksekliğindedir. Pençelerinin arasında bir tapınak olan ve yatan aslan biçiminde kafası ile bir firavun başı şeklinde olan bir heykeldir. Aslanlar Antik Mısır mitolojisinde kutsal sayıldıkları için kutsallık ve büyü güçlerini kullanarak firavun mezarlarını ve piramitleri koruması amacıyla inşa edildiği düşünülmektedir. Büyük Gize Sfenks'indeki yüzün Dördüncü Hanedanlık Dönemi'nde, başkent Memphis'te 24 ila 26 yıl hüküm sürdüğü düşünülen 6 Eski Krallık firavunundan biri olan Kefren'in yüzü olduğu tahmin edilmektedir. Yükselen güneşi karşıladığı için Gize Piramitlerinin koruyucusu olduğuna inanılır. 
Sfenks’in bulunduğu Alana giriş yapıyoruz. Alanda aslında birşey yok sadece Sfenks’e biraz daha yakın oluyor ve o meşhur Sfenks öpücüğünü veriyoruz.
Etkileyici ve eğlenceli at üstünde Giza Piramitleri gezimiz yaklaşık 2,5 saat sürüyor. Bu süre yeterlimi derseniz değil. Daha uzun ve daha detaylı, daha yavaş gezilmeli. Ancak maalesef turu bitirmek zorunda kalıyoruz, seyyar satıcılardan hatıra için magnet alıyor ve at üzerinde başlangıç noktamıza dönüyoruz. 24102016



Gri : Normalde Yapılan   /   Kırmızı : Bizim yaptığımız