24 Kasım 2016 Perşembe

Egypt / Mısır / Kahire

KAHİRE

Gönül Hurghada’da daha fazla vakit geçirmek istesede plana sadık kalabilmek adına sonraki durağımız Kahire’ye doğru yola çıkıyoruz. Mısırda asla araba kiralamayın. Zira trafik anlayışları çok farklı. Susmak bilmeyen kornaları, şeritsiz yolları, gece yanmayan farlar ve dikkatsiz araba kullanışları var. Kaza vs. gibi bir aksilik olursa çözüm bulmak oldukça zor olabilir. Biz Kahire’ye geçişi Go-Bus ( https://go-bus.com/ ) firması ile yapıyoruz. Yolculuğun yaklaşık 6 saat süreceğini söylüyorlar. Ücret ise kişi başı 105 EGP. 
Ancak bu ücret sefer saatine göre ve seferdeki otobüsü kalitesine göre değişiyor. Otobüslerinden çok birşey beklememek lazım. Ülkemizde de var olan tek 2+1 koltuklu otobüslerde var ancak genel olarak bize göre biraz daha eski otobüslere sahipler. Ve gece yolculuğu bile olsa maalesef durmadan müzik çalıyorlar. Bu konuda şoförü de en az 3 defa uyarmamıza rağmen Okey cevabı alıp müziği kapattıramadık. Açıkçası Mısır yerel müziği ve saatin sabaha karşı olması ile birleşince bizi baya rahatsız etti. Uçakta Mısır’lıya rastlamamıştık ancak otobüs full Mısır’lıydı. Gece yolculuğu olması, aracın komple Mısırlı olması ilk başta biraz çekinceye sebep olsada, kimsenin kimseye en ufak bir rahatsızlığı yoktu. Daha öncede söylediğim gibi kimse kimseye en ufak bir bakış bile atmıyor. Herkes kendi halinde ve etrafına saygılı. Bu arada bu kadar çok Mısır’lı ile bir arada olunca kendi doğal kokularından biraz rahatsız olabiliyorsunuz. J L

Müzik gürültüsü!  dışında rahat bir yolculuğun ardından Kahire’ye ayak bastık. Saat sabahın 3üydü ve Kahire hala ayaktaydı. Neredeyse herkes sokakta. Üstelik kızlı erkekli ve herkes rahat. 
Bu arada Kahire nüfusu yaklaşık 20 Milyon ve aynı zamanda dünyanın aynı anda en yaşayan ve en ölü şehri olarak adlandırılmakta.  Otobüs kendi özel terminalinin önüne yanaşınca taksiciler hemen etrafınızı sarıyor ve anlaşıp otele yolculuğumuz başlıyor. Otelimiz Giza yolunda. Yani indiğimiz yere biraz uzak. Taksiciyle sohbet ede ede gideceğimiz yere varıyoruz. Türkleri genel olarak seviyorlar. Ve tahmin ettiğiniz üzere Yavaş yavaş Hasan Şaş Arkadaş lafı hemen dillerinden dökülüyor. Gece 3’te halk sokakta, polislerde sokakta. Durdurup rutin kontrol yapıyorlar ancak bu kontrol yüzeysel son derece kısa sürüyor..  Otelimize girip uykuya geçiyoruz.
Ertesi sabah inanılmaz bir kalabalığa sahip Kahire’ye uyanıyoruz. Otel odamız caddeye baktığı için kalabalık yanında trafik ve inanılmaz derecede yüksek korna seside cabası. Bir sürü taksi ve minibus var şehirde ve her taksi her minibus her an kornaya basarak ilerliyor. Sanki mors alfabesini kornaya uyarlamış gibiler. Başınız şişsede kısa sürede alışıyorsunuz. İstikamet Tahrir. Taksiciyle pazarlık ardından Tahrir Meydanına varıyoruz.
Hurghada’da taksiler koyu lacivert renkli iken Kahire ve Şharm’da beyaz renkte. Hepsinde taksimetreye benzer bir cihaz var ama kimse açmaya tenezzül etmiyor. Haliyle pazarlık yapmadan taksiye binmemek gerekiyor. Hatta pazarlık yapıp fiyatta anlaşıyorsunuz ancak tam inerken sizden biraz daha para istiyorlar. Sebebi trafikte kaybettikleri zaman. Ama asla polemiğe girmeyin ekstra parada vermeyin. Başta ne anlaştıysanız o..  Bu yüzden polemiğe maruz kalmamak için arabadan inin – anlaştığınız parayı öyle verin.. Sonrada dönün arkanızı yürüyün. Biliyorlar ekstra isteme hakkı yok o yüzden sizin peşinizden gelmeyip yoluna devam ediyorlar. Bu arada bazıları da yolu yarıladığınızda bahşiş diye tutturuyor cevap bile vermeyin, yine bahşişte vermeyip inin hayatınıza devam edin. Taksicinin bahşişimi olurmuşJ ve yanınızda da vereceğiniz kadar para olsun hep - çünkü para üstü verme gibi bir alışkanlıkları asla yok.

Tahrir merkezdeyiz. Eski binalar, inanılmaz bir trafik ve koşuşturan Mısır’lılar. Tahrir meydanında dolaşıyoruz. Ara sokaklara dalıyoruz ve ne var ne yok kısa sürede anlamaya çalışıyoruz. Açıkçası binaların biraz eski ve çöl kumu gibi sarımsı bir renkte olması dışında çokta yadırganacakları bir şey yok. Normal bir şehir izlenimi veriyor. Bir yuvarlak çizip başladığımız nokta olan Mısır müzesinin önüne geri gelip Mısır Müzesi’ne giriyoruz.



Burası çok çok büyük değil ama içeride yaklaşık 160.000 adet tarihi eser var. Dolayısıyla gezmek uzun sürüyor. Piramitlerin içerisindeki tüm eşyalarda bu müzede sergileniyor. Enteresan şeylere denk gelebiliyorsunuz. Gezilmesi gerekiyor. Giriş ücreti kişi başı 75 EGP. Rehberler var isterseniz rehber kiralayabiliyorsunuz. İçeride fotoğraf makineleri yasak ancak cep telefonuyla çekim yapabiliyorsunuz. Bu arada çekim yasak derken makinayı içeri sokmak bilete tabi. Fiyatı 50 EGP. Bilet alırsanız çekim yapabiliyorsunuz.



Kahire müzesi turundan sonra hedefte Kahire Kulesi var.  Bu arada tabi Nil Nehrini enine geçiyorsunuz. Oldukça geniş ve köprü üzerinde 4 er şerit olmasına rağmen yine trafik hat safhada. Kahire Kulesi için karşı tarafa geçtiğimizde doğru yolu bulabilmek için birilerine soruyoruz ama maalesef herkes yanlış bir yön tarif ediyor. Sonunda ulaşıyoruz. Giriş 100 EGP. Bu arada Mısır’da turistlere ayrı, Mısırlılara ayrı fiyatlar uygulanmakta. Örneğin bize 100 ama Mısırlılara 20. Bileti alıp asansörle yukarı çıkıyoruz. Tıpkı Galata Kulesi gibi / eşsiz bir Nil Nehri ve Kahire şehir manzarası var. Ancak şehir kasvetli bir renkte olduğundan ve havada kararmaya başladığından çokta güzel resimler çıkmıyor. Yinede gördükleriniz size mutlu ediyor. Karnınız acıktıysa yada bişeyler içmek isterseniz Kulede restaurant mevcut. Manzaraya karşı bu anın tadını çıkarabilirsiniz.
Kahire oldukça büyük ve mesafeler kısa olsada trafikten ve yürüyerek ulaşımdan dolayı çok fazla zaman kaybettiğiniz bir şehir. Havada sıcak olsada kış dönemi olduğundan saat 4 gibi kararmaya başlıyor. Ve bizim Mısır gezimiz ağırlıklı olarak deniz turizmi içerdiğinden ve bu kente sadece 1,5 gün ayırdığımzıdan planlarımızda var olan Khan El Halili – Al Azhar Park – City Star AVM vs gibi yerleri göremiyoruz.
Kuleden inip otele doğru yol aldığımızda saat 7 yi bulmuş oluyor. Otelde yemek yerine otel etrafında ne var diye bakmak arzusuyla dışarı çıkıyoruz ve hemen yakında sokağa kurulmuş bir giyim pazarı görüyoruz. Pazarda herşey var ama 0-mı yoksa ikinci elmi pek ayırt etmek mümkün olmuyorJ Gezmekle yetiniyoruz. Cadde üzerinde aynı zamanda alışveriş marketleri ve restaurantlarda bulunuyor. Biraz alışveriş ve biraz pizza keyfiyle günü sonlandırıyoruz. Sabahki durağımız Giza Piramitleri..





Erkenden kalkıp Piramitlere doğru yol alıyoruz. Taksi otelin önünden alıyor ve piramitlerin giriş kapısında bırakıyor. Bir önceki taksinin 40 EGP dediği yere bir sonraki taksi 10 EGP ye götürüyor.:)

Giriş kapısında bir diğer taksici yolumuzu kesiyor ve içerisi buradan uzak toplamda 19 km yürüyemessiniz ben size arka kapıdan atla sokayım diyor. Adamın tipi ürkütücü olsada hareketleri sevimli diye razı oluyoruz. Kısa bir taksi yolculuğu ardından Mısır’ın arka sokaklarını keşfe çıkmış buluyoruz kendimizi. Buralar tam köy havasında ve heryerde at, eşek, keçi, develer. Size birşey yapsalar kimsenin haberi olmayacak tarzda bir yerleşim yeri. Bir ofise giriyoruz ve yine Mısır’lı bir adam tur hakkında detaylı bilgi veriyor, peki tamam diyoruz. Bu arada fiyat söylemeyip atlarımız geliyor ve at üstündeyken pazarlık başlıyor. Kişi başı 70$ dan açılan kapı, kişi başı 20$ ‘a kadar iniyor.  Ve Giza Piramitleri gezimiz başlıyor. Sevimli ve genç bir rehberimiz, atlarımız ve henüz anne karnında olan bebeğimiz ile at üzerinde ilerliyoruz. Piramitler uzaktan hoş gözükmekle beraber yaklaştıkça daha çok merak uyandırıyor. Bu arada sürekli molalar verip resim çekiniyoruz. Hoş enstanteneler çıkıyor ortaya. Ama bunda rehberinde bu işe yatkın olması önemli bir rol oynuyor. Piramitlere adım adım yaklaşıyoruz ve dokunuyoruz.

                     


Info :  Kefren Piramidi ya da Kafre Piramidi, Mısır'ın başkenti Kahire'de, Giza bölgesinde yer alan bir piramit. Piramidin boyu 143,5 metre, eğimi 53,2 derecedir. Firavun Kefren'in oğlu Mikerinosun yaptırdığı sanılmaktadır. En önemli özelliği piramidin en üst bölümündeki koruyucu kaplamalarının bozulmadan günümüze kadar gelmesidir. En üstündeki taş 36 tondur ve bu taşın oraya nasıl konduğu hala çözülememiştir.


Keops'a göre daha ufak olmasına rağmen yüksek bir zemine oturtulduğundan daha büyük durur.Yerin en altında kral odası vardır.En üstte ise kraliçe odası vardır.( https://tr.wikipedia.org/wiki/Kefren_Piramidi )






http://archive.archaeology.org/0705/etc/pyramid.html

 Kefren Piramidinden sonraki durağımız Sfenks oluyor.
Info : Dünyadaki en büyük tek-taş heykeli olup 73.5 metre uzunluğunda, 6 metre genişliğinde ve 20 metre yüksekliğindedir. Pençelerinin arasında bir tapınak olan ve yatan aslan biçiminde kafası ile bir firavun başı şeklinde olan bir heykeldir. Aslanlar Antik Mısır mitolojisinde kutsal sayıldıkları için kutsallık ve büyü güçlerini kullanarak firavun mezarlarını ve piramitleri koruması amacıyla inşa edildiği düşünülmektedir. Büyük Gize Sfenks'indeki yüzün Dördüncü Hanedanlık Dönemi'nde, başkent Memphis'te 24 ila 26 yıl hüküm sürdüğü düşünülen 6 Eski Krallık firavunundan biri olan Kefren'in yüzü olduğu tahmin edilmektedir. Yükselen güneşi karşıladığı için Gize Piramitlerinin koruyucusu olduğuna inanılır. 
Sfenks’in bulunduğu Alana giriş yapıyoruz. Alanda aslında birşey yok sadece Sfenks’e biraz daha yakın oluyor ve o meşhur Sfenks öpücüğünü veriyoruz.
Etkileyici ve eğlenceli at üstünde Giza Piramitleri gezimiz yaklaşık 2,5 saat sürüyor. Bu süre yeterlimi derseniz değil. Daha uzun ve daha detaylı, daha yavaş gezilmeli. Ancak maalesef turu bitirmek zorunda kalıyoruz, seyyar satıcılardan hatıra için magnet alıyor ve at üzerinde başlangıç noktamıza dönüyoruz. 24102016



Gri : Normalde Yapılan   /   Kırmızı : Bizim yaptığımız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder